DERS KAYNAĞI
  NOKTALAMA İŞARELERİ
 
                          KURALLAR

1-EL YAZISI İLE OLACAK.
2-ÖRNEKLER ÇIKTI OLABİLİR.AMA DİĞERLERİ OLAMAZ.
3-EN AZ 2 KAYNAKTAN OLACAK.WEB SİTEMİZE 2 GÜZEL KAYNAKTAN GELECEK.



NOKTALAMA İŞARELERİ
1.KAYNAK

Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.

Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.

Nokta ( . )

1. Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.

Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu.

(Reşat Nuri Güntekin)

2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkası, ve benzeri, ve bunun gibi), Alm. (Almanca), Ar. (Arapça), İng. (İngilizce).

3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci); II. Mehmet, XIV. Louis, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak, 4. Levent.

UYARI: Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan  yalnızca  sonuncu  rakamdan sonra  nokta  konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII – XIV. yüzyıllar arasında.

4. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:

                                   I.                1.                            A.           a.

                                   II.               2.                            B.           b.

5. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923.

Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adların­dan önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923.

6. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren 09.15'te kalktı. Toplantı 13.00’te başladı.

Tören 17.30'da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonra başlayacaktır.                                                                                   (Tarık Buğra)

7. Bibliyografik künyelerin sonuna konur:

Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960.

8. Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500.

9. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5=20

Virgül ( , )

1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:

Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sı­cak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.

(Halide Edip Adıvar)

Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller

Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller

                                                         (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk.                                                          
                                                                     (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Bir varmış, bir yokmuş.

Umduk, bekledik, düşündük.                     (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.

(Falih Rıfkı Atay)

3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur:

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz.                                                                   
                                                                         (Mustafa Kemal Atatürk)

4. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur:

Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.

                                                             (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:

Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.

(Mustafa Kemal Atatürk)

6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Göllerde bu dem bir kamış olsam!                                        (Ahmet Haşim)

Kopar sonbahar tellerinden

Derinden, derinden, derinden

Biten yazla başlar keder musikisi                     (Yahya Kemal Beyatlı)

7. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi.

Şehirde ilk önce hükûmet doktoruyla karşılaştım.

– Bugünlerde başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi.

                  (Reşat Nuri Güntekin)

8.  Konuşma çizgisinden önce konur:

Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,

– Bu anahtar köşkü de açar, dedi.                                     (Ömer Seyfettin)

9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bil­diren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.

Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.

 (Yahya Kemal Beyatlı)

10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime grup­larıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.

                                   (Halit Ziya Uşaklıgil)

Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi. 

(Reşat Nuri Güntekin)

11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:

Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir.

(Mustafa Kemal Atatürk)

Sayın Başkan,

Sevgili Kardeşim,

Değerli Arkadaşım,

12. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz se­kiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş tam, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş).

13. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur:

Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.

Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:

Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.

UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:

Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşek­kürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı.                                                        (Peyami Safa)

 

Ben Atatürk'le üç veya iki defa karşılaştım.

                                                                                     (Burhan Felek)

Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül!

                                                                              (Yahya Kemal Beyatlı)

                                                                    

UYARI: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:

Hem gider hem ağlar.

Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü)

Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır.

Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.

Ne kız verir ne dünürü küstürür.

UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan  da / de bağlacından sonra virgül konmaz:

İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzele­cek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!                                             

 (Yahya Kemal Beyatlı)

UYARI: Metin içinde -ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kulla­nılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz:

Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.

(Orhan Kemal )

Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın.

                                                                                     (Attila İlhan)

UYARI:  Şart ekinden sonra virgül konmaz:

Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı.                                          (Reşat Nuri Güntekin)

Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete.

(Tarık Buğra)

UYARI: Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz:

 

Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu.                                                                                                                                           (Halide Edip Adıvar)

 

Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. 

                                                                               (Yaşar Kemal)

Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı.                                                                                                                                                                                             (Necati Cumalı)

Ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.                                                                           (Samim Kocagöz)

Noktalı Virgül ( ; )

1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir. Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakü.

2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayır­mak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.

İki Nokta ( : )

1. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur:

Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazma­yan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü!

           (Falih Rıfkı Atay)

– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?

Ziraatçı sayar:

– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...

                                            (Falih Rıfkı Atay)

2. Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:

Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.

 (Mustafa Kemal Atatürk)

Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim.

(Falih Rıfkı Atay)

Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;

Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük.       

(Yahya Kemal Beyatlı)

3. Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.

4. Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adın­dan sonra konur:

Bilge Kağan:         Türklerim, işitin!

                                  Üstten gök çökmedikçe

                                  alttan yer delinmedikçe

                                  ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?

Koro :                      Göğe erer başımız

                                  başınla senin !

Bilge Kağan :         Ulusum birleşip yücelsin diye

                                  gece uyumadım, gündüz oturmadım.

                                  Türklerim Bilge Kağan der bana.

                                  Ben her şeyi onlar için bildim.

                                 Nöbetteyim !                              (A. Turan Oflazoğlu)

5. Genel Ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.org.tr

6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50

Üç Nokta ( ... )

1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:

Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveri­yordu da, bu yanı...                                                                                         (Tarık Buğra)

2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak is­tenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.

Arabacı B...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu.

(Ahmet Hamdi Tanpınar)

3. Alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümle­rin yerine konur:

... derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı...                                                                                               (Tarık Buğra)

4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:

Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!

(Faruk Nafiz Çamlıbel)

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda, layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek...

                                                                                                     (Mustafa Kemal Atatürk)

5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:

Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:

— Koca Ali... Koca Ali, be!..

                                                                                      (Ömer Seyfettin)

6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevap­larda kullanılır:

— Yabancı yok!

— Kimsin?

— Ali...

— Hangi Ali?

— ...

— Sen misin, Ali usta?

— Benim!..

— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?

— Hiç...

— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa !..

— !..                                                                                       (Ömer Seyfettin)

UYARI: Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.

Soru İşareti ( ? )

1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur:

 Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?             (Faruk Nafiz Çamlıbel)

 Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?            (Ahmet Haşim)

Atatürk bana sordu:

— Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?         (Falih Rıfkı Atay)

Soru eki ve soru kelimesi kullanılmadan ezgili söyleyişlerde soru işareti kullanılır:

Gümrükteki memur başını kaldırdı:

— Adınız?

2. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?).

Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının bü­yük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaşa­mıştır (1208 ?-1284).

(Türk Dünyası El Kitabı)

Ankara'dan Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.

1496 (?) yılında doğan Fuzuli ...

UYARI : mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kulla­nıldığında soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.

Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı.

(Haldun Taner)

UYARI : Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:

Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?

Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı?

(Yahya Kemal Beyatlı)

Ünlem İşareti ( ! )

1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlele­rin sonuna konur:

Ne mutlu Türk’üm diyene!                                      (Mustafa Kemal Atatürk)

Hava ne kadar da sıcak!

Aşk olsun!

Ne kadar akıllı adamlar var!

2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:

Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!   

                                                                               (Mustafa Kemal Atatürk)

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriye­tini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.                      (Mustafa Kemal Atatürk)

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!

                                                                                          (Yahya Kemal Beyatlı)

Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

                                 (Necmettin Halil Onan)

UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabi­leceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:

Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken

Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!

                                (Faruk Nafiz Çamlıbel)

3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:

İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).

Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.

UYARI: Ünlemden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir.

Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan.             (Tarık Buğra)

Kısa Çizgi ( - )

1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:

Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil-        mem. Havuzun suyu bulanık. Kapının saatleri 12'yi geçmiş. Kanepe-        lerde kimseler yok. Tramvay ne fena gıcırdadı! Tramvaydaki adam bir tanı-  dık mı idi acaba? Ne diye öyle dönüp dönüp baktı? Yoksa kimsecik-         lerin oturmadığı kanepelerde bu saatte pek başıboşlar mı oturur?

                                                                         (Sait Faik Abasıyanık)

2. Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır:

Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu.                                                                     (Ömer Seyfettin)

3. Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük.

4. Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır-.

5. Eklerin başına konur: -ak, -den, -ış, -lık.

6. Heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık.

7. Kelimeler arasında “-den...-a, ve, ile, ila, arasında” anlamlarını vermek için kullanılır: Türkçe-Fransızca Sözlük, Aydın-İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı'nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, 2003-2004 öğretim yılı.

8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20=30

Uzun Çizgi (—)

Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir.

Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:

“Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?”

Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,

Dedi:

— Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!

(Faruk Nafiz Çamlıbel)

Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:

— Eski şehri gezdin mi?

— Rothshild'in evine gittin mi?

— Goethe'nin evini gezdin mi?

                                                                                                     (Ahmet Haşim)

Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:

Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.

İslam Bey — Ben daha ölmedim.

                                                                                     (Namık Kemal)

UYARI : Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kul­lanılmaz.

Eğik Çizgi ( / )

1. Yan yana yazılması gereken durumlarda mısraların arasına konur: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır parlayacak / O benimdir o benim milletimindir ancak.                             (Mehmet Akif Ersoy)

2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6  Kurtuluş / ANKARA

3. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/IX/1994.

4. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden.

5.  Genel Ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.gov.tr

6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2=35

Ters Eğik Çizgi ( )

Bilgisayar yazılımlarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır: C:Dos>MD Oyun

Tırnak İşareti ( “ ” )

1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tır­nak içine alınır: Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” vecizesi yer almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk'ü duygulandırır.

Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor:

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

UYARI : Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır: “Akıl yaşta değil baş­tadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?

“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.

(Yahya Kemal Beyatlı)

UYARI : Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.

2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: Yeni bir “barış taarruzu” başladı.

3. Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:

Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı.

(Ahmet Hamdi Tanpınar)

“Yazım Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.

UYARI: Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir:

Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer.

Cahit Sıtkı'nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti.

(Ahmet Hamdi Tanpınar)

UYARI : Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kulla­nılmaz: Yahya Kemal’in “Aziz İstanbul”unu okudunuz mu?

4. Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir.

Tek Tırnak İşareti ( ‘ ’ )

Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır:

Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz’in bu güzel şiirini okumaya başladı.

 

“Atatürk henüz ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.”                              

         (Falih Rıfkı Atay)

 

Denden İşareti (")

Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır:

a. Etken         fiil

b. Edilgen       "

c. Dönüşlü      "

ç. İşteş             "

Yay Ayraç ( ( ) )

1. Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır:

Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.

(Nurullah Ataç)

UYARI: Yay ayraç içinde bulunan özel isimler ve yargı bildiren anlatımlar büyük harfle başlar ve sonuna uygun noktalama işareti getirilir.

UYARI : Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır:

Yunus Emre (1240?- 1320)'nin...

2. Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıkla­mak ve göstermek için kullanılır:

İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakama yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın...

 (Reşat Nuri Güntekin)

3. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır:

Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip ol­maya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin.

                                                                     (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)

Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin

Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?    

                                                                                     (Mehmet Akif Ersoy)

4. Alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümle­rin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir.

5. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır.

6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını gös­termek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır.

7. Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama ayracı konur:

                I)             1)                                            A)           a)

                II)            2)                                            B)            b)

Köşeli Ayraç ( [ ] )

1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:

Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır.

2. Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922.

Server Bedi [Peyami Safa]

Kesme İşareti ( ' )

1. Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:

a. Kişi adları, soyadları ve takma adlar: Atatürk’üm, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın, Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se.

UYARI : Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çelik, Çiçek, Halit, Mehmet, Mesut, Murat, Özbek, Recep, Yiğit, Bosna-Hersek, Gaziantep, Kerkük, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Çeliği, Çiçeği, Halidi, Mehmedi, Mesudu, Muradı, Özbeği, Recebi, Yiğidi, Bosna-Herseği, Gaziantebi, Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir.

UYARI: Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin.

Ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.

UYARI : Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrıl­maz.

b. Millet, boy, oymak adları: Türk’üm, Alman’sınız, İngiliz’den, Rus’muş, Oğuz’un, Kazak’a, Kırgız’ım, Özbek’e, Karakeçili’nin, Hacımusalı’ya.

c. Devlet adları: Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı Devleti’ndeki, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden.

ç. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar: Allah’ın, Tanrı’ya, Cebrail’den, Zeus’u.

d. Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adları: Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Akdeniz’i, Meriç Nehri’ne, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Zigana Geçidi’nden, Uzunyayla’ya, Türkiye’dir, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’ya, Ankara’ymış, Sungurlu’ya, Ziya Gökalp Bulvarı’ndan, Yıldız Mahallesi’ne, Taksim Meydanı’ndan, Reşat Nuri Sokağı’na.

UYARI: Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan.

e. Gök bilimiyle ilgili adlar: Jüpiter’den, Venüs’ü, Halley’in, Merih’e, Büyükayı’da, Yedikardeş’ten, Samanyolu’nda.

f. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adları: Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Ankara Kalesi’nden, Horozlu Han’ın, Galata Köprüsü’nün, Bilge Kağan Abidesi’nde, Çanakkale Şehitleri Anıtı’na.

g. Kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adları: Nutuk’ta, Safahat’tan, Kiralık Konak’ta, Sinekli Bakkal’ı, Hürriyet’te, Resmî Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre Oratoryosu’nu, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü.

ğ. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları: Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü’nde, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin.

UYARI: Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi... Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre... vb.

h. Hayvanlara verilen özel adlar: Sarıkız’ın, Karabaş’a, Pamuk’u, Minnoş’tan.

UYARI: Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Mavi Köşe Bakkaliyesinden, Gimanın.

UYARI : Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün.

2. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb.

UYARI: Unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk Dil Kurumu Başkanına göre vb.

3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye.

UYARI : Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra,  kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten).

4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik.

1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.    

(Mustafa Kemal Atatürk)

5. Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır:

Bir ok attım karlı dağın ardına

Düştü n'ola sevdiğimin yurduna

İl yanmazken ben yanarım derdine

Engel aramızı açtı n'eyleyim                  (Karacaoğlan)

6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -lık'la yapılmış sözler.

UYARI: Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına.

 
Atatürk Bulvarı No.: 217, Kavaklıdere, 06680 Ankara Tel: (312) 457 52 00 • Belgegeçer (Faks): (312) 468 07 83 • E-posta: TDK DAN ALINMIŞTIR.


2.KAYNAK NOKTALAMA İŞARELERİ



1)NOKTA (.):

 

a)Tamamlanmış cümle sonlarında kullanılır:

*Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ,ağlardım.

*Beni sevmiyordun,bilirdim.

 

b)Kısaltmalardan sonra kullanılır:

* vb.            *Prof.            *Dr.      *Cad.       *Alm.        *Ar.     İng.

 

c)Sıra gösteren rakamlardan sonra “-inci” eki yerine kullanılır.

*Senin çocuk 1. sınıfta mı okuyor.

*Dün 25. yaşıma bastım.

 

d)Tarihlerin yazılışında gün,ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:

*21.03.1978                *29.X.1925

 

e)Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:

*Yarın 08.45’te gideceğim.

 

2)VİRGÜL (,):    

 

a)Yazıda sıralanan eş görevli sözcükler ya da söz gruplarını ayırmada kullanılır:

*O kitabı aradım , buldum.

*Fırat,Dicle önemli nehirlerimizdendir.

*Çalıkuşu’nu ,Huzur’u ,İntibah’ı okudun mu?

*Kitabı açtı ,birkaç sayfa çevirdi , yüksek sesle okumaya başladı.

*Yakında yine bahar gelecek, ağaçlar çiçek açacak ,kediler damlara çıkacak.

b)Anlama güç katmak için tekrarlanan sözler arasına konur:

*Oğlunu , kadersiz oğlunu bir daha göğsüne bastı.

*Akşam,yine akşam ,yine akşam

c)Hitaplardan sonra kullanılır:

*Sevgili Kızım,            *Değerli Öğretmenim,           * Saygıdeğer Müdürüm,

d)Yüklemden uzak kalmış özneden sonra konur:

 

*Ahmet Haşim, şiirde anlamın kapalı olmasına ve musikiye önem vermiş bir şairimizdir.

*İşte bu adam, Türkiye’yi pislikten kurtaracak tek adamdır.

*Tatlılar,kalorisi fazla ;fakat vitamini az besinlerdir.

 

e)Cümlede vurgulanmak istenen ögelerden sonra konur.

*Yarın,buraya geleceksin ve bu işi çabucak bitireceksin.

 

f)Anlam karışıklığına meydan vermemek için adlaşmış sıfatlardan sonra kullanılır:

*Genç, adama ters ters baktı.

*Hırsız, çocuğu kovaladı.

*Yaralı,  kadının yüzüne bakıyordu.

*İhtiyar, adamın suratına tükürdü.

 

g)Bazı cümlelerde anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

*Oku; adam ol baban gibi ,eşek olma.

*Siz de kazançlı çıkmak istiyorsanız benim gibi, hanımları alışverişe gönderin.

 

ğ)Bir addan önce gelen zamirlerden sonra kullanılır:

*O, şiiri niçin ezberlememiş?           

*O ,güzel günlerine yeniden dönebilse.    

*Bu, kadını bir daha görmemiş.

*Şu ,bahçeye dikilecekmiş.

 

h)Arasözlerin başında ve sonunda kullanılır.                                                                                                                                                

*Bu büyük komutanı, Atatürk’ü ,saygıyla anıyoruz.

*Bu yöre, Sibirya ve çevresi,alabildiğine soğuktur.

*Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.

*Bir kuş, bir çiçek, bir böcek ,ne bileyim ben, her şey onun ilgisini çekiyordu.

*Ben de Ankara’da, o güzelim başkentte, beş yıl kaldım.

 

I)Yazıda tırnak içine alınmamış aktarma cümlelerin sonunda tırnak işareti yerine kullanılır:

*Minareyi çalan kılıfını hazırlar, diyordu.

*Artık sevmeyeceğim,dedi.

i)Cümle başında kullanılan “evet,hayır,yok,yoo,peki,tamam,hayhay,olur,

haydi,elbette…” gibi sözcüklerden sonra kullanılır:

*Hayır, bu işi sevmedim.            *Evet, yarın sınavsınız.     *Yoo,işte bunu yapamam, dedi.

 

3.NOKTALI VİRGÜL(;):

 

a)Birbirine bağlı olmakla birlikte her biri kendi içinde bağımsız cümlelerin arasında kullanılır.Bu tip cümleler birbirini açıklayan,güçlendiren ,biri diğerine örnek olan cümlelerdir.Bu kullanım özellikle atasözlerinde görülür.

*Yer üst üste iki kez sarsıldı; halk korkuyla sokaklara fırladı.

*Kısa bir konuşma yaptı; dinleyiciler onu uzun uzun alkışladı.

*Horoz ölür; gözü çöplükte kalır.

*Yalancının evi yanmış;kimse inanmamış

 

b)Virgülle ayrılmış sözleri ya da söz gruplarını  farklı sözlerden ya da söz gruplarından  ayırmak için konur.

*Sayısal derslerden matematiği,fiziği; sözel derslerden Türkçeyi, coğrafyayı çok seviyorum.

*Ahmet Haşim, Cenap Şehabettin sembolist; Tevfik Fikret ,Yahya Kemal parnasyen şairlerdendir.

*Erkek çocuklara Ali,Murat,Serhat; kız çocuklarına ise Yeşim,Senem,Serpil adları verilir.

 

c)Ögeleri arasına virgül konmuş sıralı cümleleri ayırmada kullanılır:

*Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak,kahkahalar atmak,ağlamak istiyorum.

*At ölür, meydan kalır;yiğit ölür , şan kalır.

*Kel ölür , sırma saçlı olur ; kör ölür , badem gözlü olur.

 

d)Önceki cümleye “fakat,oysa ,lakin,ancak,çünkü…” gibi bağlaçlarla bağlanan cümlelerde bağlaçlardan önce kullanılır:

*Bu romanı inceledim ;fakat pek beğendiğimi söyleyemem.

*Köye sen git;ancak orada çok fazla kalma.

*Kazanacağım ;çünkü çok çalışıyorum.

NOT:  Noktalı virgül, yukarıda sayılan bağlaçlardan önce kullanıldığı gibi bunların yerine de kullanılabilir.

                                                                             

*Bugün erken yatmalıyım;yarın sınav var.

*İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki tek dayanağın odur.

*Sıkı giyinin ;dışarısı çok soğuk.

 

e)Öğeler arasında anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

*Murat;Hasan ,Ali ve Osman’dan daha çalışkanmış.

*Elma;armut,muz ve üzümden yararlıdır.

 

f)Özneden sonra virgüllerle ayrılan eş görevli sözcükler varsa ,özne noktalı virgülle ayrılır.

*1.yeni grubunun en ünlü temsilcilerinden olan Orhan Veli ; dili çok iyi kullanan ,okuyucuyu değişik bir romantizme sürükleyen , güçlü bir şairdir.

 

Not: Noktalı virgülden ve virgülden sonra gelen sözcükler – özel isim değil iseler- küçük harfle başlar.Diğer noktalama işaretlerinden sonra gelen sözcükler büyük harfle başlar.

 

 4.İKİ  NOKTA(:) :   

 

a)Bir cümle veya sözcükten sonra yapılacak açıklamalardan önce kullanılır.

*Şimdi herkes ona şöyle sesleniyordu:Atmaca Kamil.

*Bence bu cinayetin iki nedeni olabilir:Birincisi namus meselesi,ikincisi çıkar kavgasıdır.                                                                                                                                                 

*Demokrasinin tek dayanağı vardır: O da özgürlüktür.

 

b)Alıntı cümlelerden önce kullanılır.

*Bu sanatçının romanla ilgili şu sözünü anmadan geçemeyeceğim:“Roman yol boyunca gezdirilen bir aynadır.”

*Hacı Bektaş-ı Veli:“Eline,beline,diline sahip ol.” demiş.

 

b)Öykü ve romanlarda konuşma çizgisinden önce kullanılır:

*Süleyman Çavuş:

---- Bırak açma o bahsi ,dedi .

Kooperatif katibi kaşlarını çattı:

---- Yoo, böyle deme Süleyman Çavuş.

Not:İki noktadan sonra yapılacak açıklama bir cümle niteliğinde değilse küçük harfle başlar.

*En çok sevdiğim meyvelerden bazıları şunlardır:muz,elma,portakal…

 

5.KESME İŞARETİ( ’):

 

a)Özel adlardan sonra gelen çekim eklerini ayırmada kullanılır:

*Yakup Kadri’nin Yaban’ı Kurtuluş Savaşı dönemini anlatır.

 

b)Kısaltmalardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır

*KKTC’yi her alanda destekliyoruz.

*Yarın ABD’ye gidecek.

 

NOT:Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu;büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır.

*kg’dan        *PTT’ye     

 

NOT:Sonunda nokta bulunan kısaltmalar, kesme işaretiyle ayrılmaz.

* vb.leri             *mad.si       *Alm.dan       *İng.yi

 

c)Her türlü rakamdan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır.

*36’nın ortak bölenleri nelerdir?

*Sen 9’uncu sınıfta mı okuyorsun?

 

UYARI: Özel isimler yapım eki aldıklarında kesme işaretiyle ayrılmaz.Yapım ekinden sonra gelen çekim ekleri de ayrılmaz.

*Ankaralıdan                *Konyalım             *Amerikalılar               *İslamcı                *Aligil

 

NOT:-ler eki –gil yapım ekinin yerini tutarsa kesme işaretiyle ayrılmaz.

*Dün Alilere gittim.                                                             

*Sınıftaki Ali’ler ayağa kalksın.

 

NOT:Özel adlar yerine kullanılan ‘o’ zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

*Ben onun ne kadar kibirli biri olduğunu bilmez miyim?

 

d)Bazı sözcüklerde anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

*Osmanlılarda kadı’nın önemli bir yeri vardır.

*Pencereden kar’ı seyrediyorum.

 

e)Seslerin konuşma sırasında ya da şiirde vezin gereği düştüğünü göstermek için kullanılır:

*N’apalım             *N’eylersin              *N’etsin           *Vardı m’ola  sevdiğim yurduna

 

6.SORU İŞARETİ(?):

 

a)Soru bildiren cümle veya sözcüklerin sonunda kullanılır, cümle sözde soru cümlesi de olsa yani karşıdan bir cevap beklenmese de cümlenin sonuna soru işareti konur.

*Türk edebiyatının ilk yazılı belgesi nedir? (cevap bekliyor:gerçek soru cümlesi)

*Bu havada dışarı mı çıkılır? (cevap beklemiyor:sözde soru cümlesi)

*Böyle bir adama nasıl güvenirsin? (cevap beklemiyor:sözde soru cümlesi)

*Seni hiç sevmez olur muyum? (cevap beklemiyor:sözde soru cümlesi)

*Bu kitapları ona mı vereceğim? (cevap bekliyor:gerçek soru cümlesi)

 

b)Kuşku duyulan bilgilerin yanına ya da bilinmeyen bilgiler yerine parantez içinde konulur.

*Kayıkçı Kul Mustafa (?-1658?) halk edebiyatımızın destan şairlerinden biridir.        

*Karacaoğlan’ın  Güneydoğu Anadolu’da (?) yaşadığını söylüyor.

 

UYARI: İçinde soru sözcüğü olsa bile , bir cümle soru anlamı taşımıyorsa sonuna soru işareti konulmaz.                                                                                                                                                

*Neden gittiğini bilmiyoruz.             *Bana nasıl çalışacağımı söylemedin.

 

7.ÜNLEM(!):

 

a)Şaşma , korku, kızma ,heyecan,sevinme… gibi duyguları dile getiren cümlelerin sonunda kullanılır:

*Dur,bir yanlışlık yapmayalım!          

*Git başımdan seni görmek istemiyorum!

*Eh, hayırlısı neyse o olsun!                

*Lanet olsun böylesi işe!

*Böyle maç olmaz olsun!                    

*Yaşasın ,sınavı kazanmışım!

b)Küçümseme , yerme,alay etme amacıyla parantez içinde kullanılır:

*Akla durgunluk verecek reklam kampanyalarıyla büyük(!) sanatçılar yaratılıyor.

*Bu kasabada onun ne kadar akıllı(!) olduğunu bilmeyen mi var?

 

8.ÜÇ NOKTA(…):

 

a)Herhangi bir nedenle bitmemiş ya da okuyucunun anlayışına bırakmak için bitirilmemiş cümlelerin sonuna konur.

*Şu bahar yağmurları bir gelse…

*Birdenbire karşımıza çıkıveren yeşillik denizi…

*Karşı sahilde mor,fark olunmaz sisler altındaki dağlar,korular, beyaz yalılar…Bunları seyretmek bana huzur veriyor.

 

b)Birtakım örnekler sayıldıktan sonra “vb” anlamında kullanılır:

*Binanın tepesinden neler görünmüyordu ki:caddeler,sokaklar,evler,insanlar…

*Bu köyün insanları konukseverdir,alçakgönüllüdür,iyidir…

 

c)Söz arasında söylenmek istenmeyen sözler yerine kullanılır:

*Şu … adamı gözüm görmese iyi olacak.

*Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.

 

9.TIRNAK İŞARETİ( “… ”):

 

a)Aktarma söz ya da cümleler tırnak içinde gösterilebilir.

*Sanatçının şu sözünü unutmamak gerekir:“Gerçek uygarlık insanın yüreğinde değilse hiçbir yerde yoktur.”

 

b)Önemi belirtilmek istenen sözcükler , terimler tırnak içinde gösterilir.

* “Bayrak” bir ulusun bağımsızlığını simgeler. 

*Günümüzün en önemli sorunlarından biri de “çevre kirliliği”dir.            

c)Yazıda geçen eser adları tırnak içine alınabilir:

* “Çalıkuşu” Anadolu gerçeğinin tüm çıplaklığıyla anlatıldığı bir romandır.     

 

NOT:Tırnak içindeki söze ek gelirse tırnaktan sonra gelir, kesme işareti kullanılmaz.

*Reşat Nuri Güntekin’in “Acımak”ını okumanızı tavsiye ediyorum.

NOT:Tırnak içindeki cümlenin içinde bir tırnak daha kullanmak gerekirse ikinci tırnak tekli olur.

* “Ahmet Mithat Efendi halkı eğitmek istediğinden:‘Sanat toplum içindir.’der.”

 

10.PARANTEZ(AYRAÇ) ( ):

 

a)Cümle içindeki açıklamalar parantez içinde gösterilebilir:

*Adana ve yöresi (Çukurova) ülkemizin pamuk ambarıdır.

*Böyle sözcüklere (yansımalara) her dilde rastlanır.

b)Bir sözcüğün eş anlamlısı parantez içinde verilebilir:

*Türk Dil Kurumu yerbilim (jeoloji) ile ilgili terimleri bir kitapta toplamış.

*Tezat (abartma) edebiyatta en çok kullanılan sanatlardan biridir.

 

c)Bir kişiden söz edilirken doğum ve ölüm tarihleri parantez içine alınır:

*Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974) teknik yönden kusursuz romanlar yazdı.

 

d)Yabancı sözcüklerin okunuşu parantez içinde gösterilir:

*Bacon (Beykın) denemeleriyle ün kazanmıştır.

 

e)Tiyatro metinlerinde hareketleri anlatan bölümler parantez içinde gösterilir:

*Adam—(Yerinden kalkar ,suratını asarak):Sen ne diyorsun beyefendi?

 

NOT:Parantez içine alınan bölüm içinde tekrar parantez açılması gerekirse ilk önce köşeli parantez açılır ve sonra köşeli parantez kapatılır.Aradaki parantez normal olur.

*Tasavvuf edebiyatının bu çok önemli sanatçısı[Yunus Emre(13.-14.yy)] yaşadığı dönemde evrenselliği yakalamıştır.

 

11.KISA ÇİZGİ(-):

 

a)Bir olayın başlangıç ve bitiş tarihleri arasına konur.

*Bu savaş 1859-1870 yılları arasında olmuştur.

b)Birbiriyle ilgili ülke,şehir ya da kavramlar arasına konur.

*Adana-Ceyhan arası kaç kilometre?

*Türkiye-İran ilişkileri gelişiyor.

 

c)Cümle içindeki arasözlerin ve aracümlelerin başında ve sonunda virgül,parantez kullanılabileceği gibi kısa çizgi de kullanılabilir.

*Şiir ve romanla ilgili düşüncelerimi –sen de bilirsin ki- ona uzun uzun anlatmıştım.

 

d)Cümle sonunda satıra sığmayan sözcüklerin bölünmesinde kullanılır.

 …………………………………………söyledik-

lerimi unutma.

e)Dilbilgisinde eklerden önce ve mastar halindeki fiillerden sonra kullanılır.

* “Kulaklık” sözcüğündeki –lık yapım eki bir alet ismi yapmıştır.

*Işık sözcüğü, ışı- fiilinden türemiştir.

 

f)Osmanlıca tamlamalarda kullanılır.

*Aslında Servet-i Fünun  ve Fecr-i Ati  dönemi ,edebiyatımızda yeni bir soluktur.

 

12.UZUN ÇİZGİ(---):

 

Konuşma metinlerinde konuşmaların başında kullanılır.

----Bu kitabı okudun mu?

----Hayır okumadım.

----Okumanı tavsiye ederim ,çok güzel.   









 
 
  tütüne son  
 
BUGÜN 13.00 KİŞİ ZİYARETÇİ BURADAYDI! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol